4 Mart 2012 Pazar

Ivan Illich- Okulsuzlaşma



Illich'in tezine göre, gelişmiş sanayi toplumlarında okullar kelimenin en genel anlamında insanları eğitememektedir ve öğrenmeyi özgürleştirmenin tek çözümü geleneksel eğitim kurumlarını kaldırmak-toplumu okulsuzlaştırmaktır. Okullar ve dolayısıyla onlarla ilgili insanlar krizdedir:
Okullar eski sorgulamayan eğitsel meşruiyetlerini kaybetmişlerdir. Onları eleştirenlerin çoğu hala meşakkatli ve köklü bir reform talep etmektedir, ancak hızla genişleyen bir azınlık devam zorunluluğunu ve akademik sertifikaları kaldırmaktan öte bir şey yapmayacaktır...

 

7 Aralık 2011 Çarşamba

İnsansız Bir Dünya


Bilim-kurgu filmlerinin sıkça işlediği robot-insan savaşları da medeniyet ve teknolojinin barındırdığı risklerden biridir. İnsanların kendisinden üstün bir zeka formu üretmesinin temel tehlikesi şudu: Bu gelişim döngüsü içinde insanın üretmiş olduğu üstün zeka formları da kendisinden daha zeki bir zeka formu üretecek, ve teknolojik gelişim ve yapay makinelerin insanlara hükmedeceği ya da insanların yerini alacağı bir gelecek gerçekten mümkün olabilir mi?

29 Kasım 2011 Salı

Hapishanenin Doğuşu - Michel Foucault


FOUCAULT, Michel, Surviller et Punir, Naissance de Prison (Hapishanenin Doğuşu)
Çev.: Mehmet Ali Kılıçbay, İmge Kitapevi, Ankara:1992.

Foucault, iki tür kitap yazdığını ifade eder. Biri, Kelimeler ve Şeyler gibi yalnızca bilimsel düşünceye; diğeri, Hapishanenin Doğuşu gibi toplumsal ilke ve kurumlara dairdir. Ona göre bilim tarihi toplumsal duyarlılıkla aynı şekilde gelişmez. Düşüncenin, bilimsel bir söylem olarak kabul edilmesi için, belirli ölçülere uyması gerekir. Hapishanenin Doğuşunda metinler, uygulamalar ve insanlar birbirlerine karşı mücadele etmektedir.

Yaralanacağı Yerden Vur




1. Bu Makalenin Amacı
Bu makalenin amacı, insan çatışmasının çok basit bir ilkesine, tekno-endüstriyel sistemin düşmanlarının dikkate almaz göründükleri bir ilkeye dikkat çekmektir. Söz konusu ilke, herhangi bir çatışma biçiminde, eğer kazanmak istiyorsanız, düşmanınızın yaralanacağı yerine vurmanız gerektiğidir.
“Yaralanacağı yerden vurmak”tan bahsettiğimde illaki fiziksel darbelere ya da fiziksel şiddetin başka herhangi bir biçimine gönderme yapıyor olmadığımı açıklamak zorundayım. Örneğin sözlü tartışmada “yaralanacağı yerden vurmak”, iddialarınızı rakibinizin pozisyonunun en zayıf olduğu noktaya yöneltmeniz anlamına gelir. Başkanlık seçiminde, “yaralanacağı yerden vurmak”, seçimle ilgili hayati olayları barındıran durumları rakibinizden kazanmanız anlamına gelir. Ben yine de, bu tartışmayı yürütürken fiziksel çarpışmayla benzerlikler kuracağım, çünkü bu daha etkili ve açık bir yol.

Unabomber Manifestosu





(İlk 4 madde)
1. Sanayi Devrimi ve sonuçları insan soyu için bir felaket oldu. Bu sonuçlar, “gelişmiş” ülkelerde yaşayan bizlerin yaşamdan beklentilerimizi oldukça arttırırken toplumun denge­sini bozdu, yaşamı anlamsızlaştırdı, insanları aşağılamalara maruz bıraktı, yaygın psikolojik acılara (Üçüncü Dünya’da fiziksel acılara da) yol açtı ve doğal dünyayı şiddetli zararlara uğrattı. Teknolojik ilerleyişin devamı durumu daha da kötüleştirecek; insanları daha büyük aşağılamalara maruz bırakıp, doğal yaşamda daha fazla zarara sebep olacak; büyük olasılıkla daha fazla sosyal bozulmaya ve psikolojik acılara yol açacak; belki de “gelişmiş” ülkelerde bile fiziksel acıların artmasına neden olacak.
2. Endüstriyel-teknolojik sistem devam edebilir veya yıkılabilir. Eğer devam ederse, so­nunda psikolojik ve fiziksel acılar daha düşük seviyelere inebilir; ancak uzun ve acı dolu bir alışma döneminden sonra ve insanlarla diğer pek çok yaşayan organizmayı işlenmiş birer ürün ve çark dişlilerine indirgemek pahasına. Üstelik, sistem devam ederse, so­nuçları kaçınılmaz olacak. Sistemi, insanların saygınlığını ve bağımsızlığını elinden al­mayacak bir şekilde yenilemenin veya değiştirmenin bir yolu yok.
3. Eğer sistem çökerse, sonuçları yine çok acı verici olacak. Ancak, sistem büyüdükçe çökmesinin sonuçları da daha dehşetli olacağından eğer çökecekse en kısa zamanda çökmesinde fayda var.


28 Kasım 2011 Pazartesi

Ahmaklar Gemisi - Thedore John Kaczynski

Bir zamanlar, bir geminin kaptan ve zabitleri kendi denizciliklerini çok beğenir ve kendilerine çılgınca hayran olurlardı. Gemiyi kuzeye çevirdiler ve tehlikeli buzullarla karşılaşıncaya kadar yol aldılar. Kendilerine yalnızca denizcilikteki ebedi başarılarını gösterme fırsatı vermek için kuzeye doğru çok daha tehlikeli sularda yol almaya devam ettiler.


Gemi daha yüksek enlemlere ulaştıkça, yolcular ve mürettebat giderek rahatsız oldu ve aralarında tartışmaya, içerisindeki bulundukları koşullar hakkında şikayet etmeye başladılar.
“Titriyorum” dedi usta gemici, “Bu kadar kötü bir yolculukta daha önce hiç bulunmamıştım. Güverte buzla kaplı; gözetleme yerindeyken rüzgar ceketimi bıçak gibi kesiyor; ön yelkene camadana vururken neredeyse parmaklarım donuyor; ve tüm bunlar için ayda 5 şilin alıyorum.”
“Bunun kötü olduğunu mu düşünüyorsun!” dedi kadın yolcu. “Soğuktan geceleri uyuyamıyorum. Bu gemideki kadınlar erkekler kadar battaniye alamıyor. Bu adil değil!”